SİYASAL ÇARESİZLİK

Büyük yıldızlar ömürleri tükendiğinde kütlelerinin ağırlığına dayanamazlar ve içlerine çökerler.

Kara deliğe dönüşürler.. Kendisi dışındaki her şeyi yutar, yok ederler.

Michel Foucault “iktidarın” her şeyin belirleyicisi olduğunu söyler.

“İktidar” elinde tuttuğu güçle kendisi dışındaki her şeyi kendine benzetip, yok eder.

Karadelik gibi!

Şimdilerde ekonomimizde olan bu!

Alternatifsiz kalan iktidar, kendi seçmeni dahil çeperindeki her şeyi yutuyor!...

*

Çaresizlik karşısındaki “EGO” önce öfkeye kapılır.

Sonra içine çöker:

“Öğrenilmiş çaresizlik” böylesi bir sürecin sonucudur ve sadece yenilmişlik hissi değil,

bir daha asla kalkamayacağıyla ilgili bir “yılgın” ruh hali oraya çıkartır.

Bunun sonu depresyondur.

Genel seçimlerden bu yana seçmen üzerine çöken ruh hali tam da bu duygu durumu.

Bunun sadece muhalif seçmende oluşan bir duygu durumu olduğu varsayılsa da benim gözlemim böyle değil.

İktidar seçmeninde de içten içe büyüyen bir “yılgınlık” gözlüyorum.

Hayat böyledir..

İnsan “öteki”yle vardır:

Kendine benzeyen insanın varlığını mümkün kılmaz.

Psikoloji kitaplarından kişilik; “onu diğerlerinden ayıran özellikler bütünü” olarak tanımlanır.

Diğerlerinden ayıran!..

Siyaset farklılıktan öte karşıtlığa ihtiyaç duyar.

Bunun yokluğu siyasetin de yokluğudur, siyasal ölümdür.

*

Siyasetin cenazesini kaldırmaya niyet ettiğimiz bugünlerde,

“muhalefet mümkünmüş” hissettiren tek olgu Ekrem İmamoğlu’nun parti içindeki çıkışı oldu.

Siyasal olarak neyi ifade ediyor?

Muhalif seçmenin umutsuzluktan sıyrılmasını sağlayabilir mi,

kendini ifade etme arzusu yaratabilir mi, bilinmez...

Ortada olan, onun etrafından dönen yorumlar, analizler.

Ortada olan, umuda ihtiyacı olanların ona kulak kabartıyor oluşu.

*

Sakarya İl Başkanlığı için Ergün Özkan’ın isminin geçiyor olması,

bu siyasal süreç açısından dikkat çekici.

Onun, İmamoğlu ve ekibini desteklediği yönünde yorumlara rastlıyorum.

Tanıdığım kadarıyla, kişilerarası ilişkilerini kendi siyasal görüşlerini başkalarına batırmadan kuran yapısı var Özkan’ın.

Bu nedenle yapılan yorumlar gerçekçi gibi duruyor…

*

Birden fazla adayla gidilecek gibi görünen kongre süreci,

CHP açısından neyi ifade ediyor?

Parti içi siyasal güç mücadelesinden başka bir şey değil mi bu adaylıkların anlamı?

Yoksa;

CHP değişiyor mu?

Yenileniyor mu?

Değişim ya da yenilenme CHP açısından neyi ifade ediyor?

Yoksa,

oportünist siyasal bir tutumla “sağcılaşıyor” mu CHP?

Ya da yoksa merkeze mi taşınıyor?

Sahi,

“Merkez” neresi?

Keşke bu soruların cevabını CHP İl Başkanlığı için adı geçen isimlerin açıklamalarında görme imkanımız olsaydı.

İl kongresinde adaylar ne söyleyecek, gelecekle ilgili nasıl bir siyasi projeksiyon çizecekler, merakla bekliyorum…

*

Görüşmek üzere…